18 Ocak 2010 Pazartesi

EGE-TOG-ATAK “Gençlerin Katılımı”


Tog içerisinde iki yıldır “Katılım nedir? Nasıl katılım?” sorularına cevap aradık, bu organizasyona ise genç kimdir sorusuna cevap arayarak başladık, genç kimdir, ihtiyaçları nelerdir, ülkedeki konumu ve önemi nedir? diye saatlerce tartıştık Türk Dil Kurumu’na inat tanımlamalar yaptık gençler üzerine, aslında tanımların içine sığdırılamayacak bir gençlik olduğunun farkına vardık ve ülkede olmayan politikaları bizler oluşturduk, politikalarımızı konuştuktan sonra nerede durduğumuzu konuştuk bu sefer… hangi yargının hangi ünleminde hangi noktasında durduğumuzu belirledik, anahtar kelimelerimiz yine katılım üzerineydi. Genç profili, ihtiyaçlar, politikalar ve yargılar… bunların bir yerde vücut bulması gerekiyordu, o zaman Genç Şehrimizi kurmanın sırası gelmişti, rengarenk kartonlardan her renkten genç için evler, fabrikalar ve yollar yaptık.
Ertesi gün bizim planlamadığımız bir şehrin bize ait olan yollarına döküldük, sokaktaki insanlara gençler ve onların sosyal hakları üzerine sorular yönelttik, aldığımız cevaplar üzerine kimi zaman üzüldük kimi zaman şaşırdık hatta mutlu olduk … Yereldeki insanlarla sosyal haklarımızı konuştuktan sonra sıra kendi içimizde sosyal haklarımızı konuşmaya geldi, bizler de bunun üzerine kıraathanemizi kurup Hayat Zor! oyununu oynadık ve aslında o kadar zor olmadığını fark ettik çoğu şeyin ve bize politika belirlemek için bir alan bırakılmadıysa bizler yeni alanlar, yeni meclisler açalım gençlerin ihtiyaçları üzerine çözümler bulup HAREKETE GEÇelim dedik. Neler mi belirledik?
· Gençlerin hakları, ilgi alanları ilgili genç dostu bir web sitesi oluşturmak için ilk adımı attık,
· Ulusal gençlik pasosu için eyleme geçmeye hazırız,
· Gençlik ve hak temelli yeni atak fikirlerimiz var,
· Genç şehir ulusal etkinlikleri yapmak için fırsat kolluyoruz,
· Öğrenci sorunları üzerine projelerimizi hayata geçirmeye hazırız ve
· Daha iyi örgütlenebilmek ve her genci çekebilmek adına gençlik merkezleri açmak için harekete geçiyoruz.Sen de “Katılmak İstemez misin

BİLKENT’TE GENÇLİK KUMPANYASI

Gençlik Kumpanyası açıyor perdesini, açıyor. Gençlik diyarı burası, herkese neşe saçıyor. İşte böyle çıktık yola. Gençlerin, bizi duyabilmek için suyun altına kafalarını sokmalarındansa biz TogBilkent olarak suyun yüzeyine çıkmaya, sesimizi duyurmaya karar verdik. Gençlere sesleniyoruz yani bir bakımdan kendimize sesleniyoruz. Gençler olarak bizim de haklarımız olduğunu akranlarımıza hatırlatmak ve onların sosyal hayata katılımlarını sanat ile sağlamak için çıkıyoruz yola. Gençlik ve sanatı aynı sahneye taşımak amacımız. Önümüzdeki yaz gerçekleştireceğimiz dönemselimizde Ankara, Eskişehir ve İstanbul’daki gençlerle bir araya geleceğiz. Vagonumuz bizi taşımaya devam ettiği sürece de derdimizi anlatmak için gerektiğinde birer sanatçı, gezgin, genç… veya gerektiğinde hepsini bir arada olacağız. Genlik Kumpanyası'nın gerçekleşme tarihi yaklaştıkça sesimiz daha gür çıkacak. Bu süreçtede projemizin gidişatıyla ilgili haberlerle, bizi duymaya devam edeceksiniz.

İlkler Unutulmaz


Toplum Gönüllüsü gençler olarak iki yıldır basarıyla ve azimle sürdürdüğümüz, meyvalarını toplamaya başladığımız Gençlerin Katilimi temamız için bir ilke daha imza atıyor olmak ve bunu bütün sahadan beslenirken yapıyor olmak bizleri her gecen gün hem inancımızı arttırıyor hem de mutluluğumuzu katlıyor.

Temayı internet üzerinden de takip edebilmek adına bir e-bülten ve blog hazırlıyoruz. E-bülten; tema koordinasyon toplantılarının çıktılarından kısaca bize bahsedecek, temaya dair bütün Tog örgütlenmelerinde, hatta dünyada gençlerin katılımına dair neler olup bittiğinden söz ederek bizi gerekli yerlere(link, daha ayrıntılı bilgi vs..) yönlendiriyor olacak. Blogda bizim gibi aktif bir şekilde calışıyor olacak, onu da bir tema koordinasyon ekibi üyesi olarak görüyoruz. Yazıyor, çiziyor, yönlendiriyor, paylaşıyor, okunmadığında üzülüyor, ilgi görünce seviniyoruz.J

Gençlerin katilimi temasının bu kadar hızlı büyüyeceğini tahmin etmemişken simdi hayallerimiz çok daha ötelerine gitmeye başladı ve bu kadar hızlı büyüyen ve bu kadar kabullenerek üzerine bir şeyler yaptığımız temamızda, beklentilerimiz artarken bunlar için harcadığımız zaman da epeyce kısaldı. Artık şuna inanıyoruz ki Türkiye’deki gençler istedikleri zaman istedikleri an enerjilerini kullanarak, etki edebilir, değiştirebilir, dönüşebilir, dönüştürebilir, ve geliştirebilirler.

Daha nice ilkleri yaşayacağımız temamızda aramıza yeni katılan e-bültene(bebeğimiz gibiJ ) hoş geldin diyoruz.. Ve bunu okuyan, gençlerin katılımının önemine inanan sizlerin, sesini duymak, yüzünü görmek, katıldığınızı bilmek, değiştirdiğimizi bilmek güzel..

Daha nice yeniliklere, yenilere…

KIRIKKALE’DEN ALTERNATİF GENÇLİK HAFTASI HABERLERİ

KIRIKKALE’DEN ALTERNATİF GENÇLİK HAFTASI HABERLERİ

Alternatif Gençlik Haftası'nın içi yakın zamanda doldurulmaya başlandı Kırıkkale'de ve hala devam ediyor süreç : )Yeni yeni fikirler geliyor her geçen gün aklımıza...

Neler var peki Kırıkkale Toplum Gönüllülerinin Gündeminde?

Üniversitenin hemen yanında,yurtların bir arada olduğu bir cadde var,Yurtkur Caddesi'nde gerçekleştirilmesi planlanıyor.

Yurtkur Caddesi o hafta stantlar ile donatılacak,Üniversite Öğrenci kulüpleri daha çok duyurabilecekler seslerini.Öğrenci değişim programları Erasmus,Farabi..vb tanıtılacak, Üniversiteler bünyesinde bulunan Sağlık Kültür Spor Dairelerindeki imkanlardan bahsedilecek,Öğrenci Konseyi görünür olacak belki de bir çok Üniversite öğrencisi için.

İlde bulunan STK'ların tanıtımları,AB Projesi yazabilme konusunda atölyeler,Genç Şehir,Genç Satranç gibi aktiviteler yer alacak mesela.Sosyal Haklar Kıraathanemiz "Hayat Zor" oynayacak akranlarımızı bekliyor olacak.Kamikaze ve lunapark oyuncakları ile canlandırılacak alan,akşam saatleri yaklaştığında amatör gruplar sahne alacak,eğlence artacak...

Karikatürler çizilecek gençlik sorunları temalı...Barınma sorunu olduğunu dile getiren Can bu sorun baz alınarak resmedilecek mesela,sonrasında kendisine hediye edilecek bu karikatür.

Fikirler ortaya atılıyor,şekilleniyor ve Alternatif Gençlik haftası yaklaşıyor,daha daha neler yapabilirizi konuşmak üzere Kırıkkale Üniversitesinde ki öğrenci toplulukları temsilcileri ve ilde bulunan gençlik temsilcileri bir atölyede bir araya geliyor pek yakın zaman sonra.Üniversiteli gençleri, liseli gençleri, çalışan gençleri, okumayan gençleri nasıl dahil ederiz bu sürece düşünmekteyiz hala,heyecanlıyız : )

Kırıkkale'den Sevgiler..

Gençliğin İhtiyaçları Araştırması


Gençliğin ihtiyaçları bilinmiyor, anlaşılmıyor, karşılanmıyor;
Gençlik tanınmıyor, hesaba alınmıyor;
Gençliğin muhatabı yok…

Oysa gençler ne istediğini biliyor; gençler kendilerini geliştirmek için ortam ve fırsat istiyor; gençler bir araya gelmek, tanışmak ve birbirine güvenmek istiyor; gençler, katılmak, söz söylemek ve sorumluluk almak istiyor.

Toplum Gönüllüleri Vakfı (TOG) tarafından yürütülen Üniversite Gençliğinin İhtiyaçları Araştırması, gençliğin önemli bir kısmını oluşturan üniversite öğrencisi gençlerin temel ihtiyaçlarını belirlemeyi ve bu ihtiyaçlara yönelik çözüm önerileri geliştirebilmek için bir zemin oluşturmayı hedefledi. Araştırma, 2008-2009 yıllarında tüm ülke genelindeki üniversitelerde gönüllüler aracılığı ile yaygınlaştırıldı. Araştırmaya 43 ildeki 59 üniversiteden, 1886 genç katıldı.

Araştırma, daha etkin, kaliteli ve öğrenci merkezli bir üniversite yaşamının geliştirilmesi sürecine katkıda bulunmayı amaçlıyor. Araştırma, üniversite öğrencisi gençlerin temel ihtiyaç alanlarını gözler önüne sererken, bu ihtiyaçlara ilişkin çözüm önerilerini de sunuyor.

Araştırma kapsamında tanımlanan Sorunların, Çözümlerin ve Önerilerin yer aldığı araştırma raporu için http://www.tog.org.tr/ adresini ziyaret edebilirsiniz.

22 Ekim 2009 Perşembe

yeni bir süreç

evet arkadaşlar yeni bir sürece girmiş bulunuyoruz anladığım kadarıyla ve sahadan duyduğum dedikolar bana geg ekibinin çok iyi yaptığını ifade etti korsan gösteri yeni bir süercinde aynı zaman da başlangıcını oluşturuyor bu yeni dönem hakkında konseyden sonra ortaya konulması gereken yeni bir plan oluşturulmalı ve bu plan hızlı bir şekilde düzene konulmalı işlneme süreci ve izlemeler raporlamalar yapılmalı evet dersler başladı artık daha yoğunuz ama bu bizi yıldırmasın çünkü büyük sorumluluk büyük çaba ister ve bizde çok büyük bir sorumluluk aldık ve kendimizi gençlik eylem grubunun bir parçası kıldık bundan sonra daha dikkatli ve daha aktif olmalıyız ve hepimizde biliyoruz artık insanları toplayıp adım atma sürecinin yanına daha hızlı daha çok çalışan ve daha çok üreten bir ekip koymalıyız ki bu süreci daha fazla kişi takip etsin daha fazla kişi katılsın ve daha çok genci etkilesin akıllardaki soru işaretleride azalsın biliyorum hala bile bir çok genç geg in ne olduğunu bilmiyor konsey bitmiş olmasına rağmen bazı katılımcılar farklı atölye çalışmalarına katıldığı için geg hakkında fikir sahibi olamamıştır ve bunları arkadaşlarına aktaramamıştır bu durumda iş yibe bizlere düşmektedir gegi tanıtan bir slayt hazırlayıp gençgönüllüler üzerinden bütün gençlere ulaştrabiliriz tabi bu sadece tog için önerim bunun dışında daha fazla lobicilik yapmamız gerekiyor

8 Ekim 2009 Perşembe

http://www.memurlar.net/haber/115437/

Üniversitelerde 2004-2008 yılları arasında öğrenci sayısı 424 bin 45 kişilik artış yakalayarak yüzde 20.45 artış sağlarken, öğretim üyesi sayısındaki artış 14 bin 9 olarak yüzde 17.06’da kaldı. 2008/09 eğitim dönemi için ise öğrenci sayısında 100 binin üzerinde artış olması beklenirken, öğretim üyesi alımı 7 aydır yapılmıyor.
Üniversiteler özellikle kadroların yanı sıra laboratuar ve araç-gereç sıkıntısı çekerken üniversitelerde yüzde 25’e varan kontenjan artışına gidildi. Üniversitelere 2004/05 eğitim döneminde 578 bin 187 öğrenci yeni kayıt yaptırırken, 2005/06 döneminde bu sayı 649 bin 457’ye çıktı. 2006/07 döneminde yeni kayıt yaptıran öğrenci sayısı 623 bin 106 olurken, 2007/08 döneminde yeni kayıt yaptıran öğrenci sayısı 646 bin 446 oldu. Bu yıl ise kontenjan artırımına gidilirken 552 bini örgün öğretim olmak üzere 750 binin üzerinde yeni kayıt yapılması bekleniyor.
Üniversitelerde 2004-2005 döneminde 877 bin 424'ü kız öğrenci olmak 2 milyon 73 bin 428 öğrenci öğrenim görürken, bu sayı 2005-2006 eğitim döneminde 987 bin 914'ü kız öğrenci olmak üzere 2 milyon 309 bin 918'e çıktı. 2006-2007 eğitim dönemindeki üniversitelerde öğrenim gören öğrenci sayısı 2 milyon 419 bin 214'e ulaştı. 2007/08 döneminde ise öğrenci sayısı 1 milyon 85 bin 988’i kız öğrenci olmak üzere 2 milyon 497 bin 473’e ulaştı. 2008/09 döneminde ise yeni kayıtlarla beraber toplam öğrenci sayısının 2 milyon 600 bini bulması bekleniyor.
-TÜRKİYE DOÇ. DR.'DEN MAHRUM-
Üniversitelerde görev yapan öğretim üyesi sayısı 2004-2005 eğitim döneminde 82 bin 96 iken bu rakam 2005-2006 eğitim döneminde 84 bin 785'e, 2006-2007 eğitim döneminde 86 bin 522'ye 2007-2008 eğitim döneminde ise 96 bin 105’e çıktı. 2008-2009 öğretim yılında ise görev yapacak öğretim üyesi sayısında artış olmasına karşın Profesör, Doçent ve Yardımcı Doçent sayısında önemli bir artış yaşanmadığı gözlemlendi. 2004-2005 eğitim döneminde 11 bin 381 olan profesör sayısı 2007-2008 eğitim döneminde 13 bin 337 olurken, 5 bin 456 olan Doçent sayısı ise 6 bin 665 oldu. 2004-2005 eğitim döneminde 14 bin 461 olan Yardımcı Doçent sayısı ise 2007-2008 eğitim döneminde 17 bin 818 olurken, Öğretim Görevlisi sayısı ise 14 bin 64'den 13 bin 845’e düştü. Bu yıl ise 7 aydır öğretim üyesi alımı yapılmadığı için bu sayılarda vefat ve emeklilik nedeniyle çok az bir düşüş yaşandığı belirtildi.
-“PROFESÖRDEN ÖĞRENİM GÖRMEK ZOR”-
Üniversitelerde bir öğretim görevlisi başına 26 öğrenci düşerken, bir Profesör başına düşen öğrenci sayısı ise 187’yi buluyor. Bir Doçent başına düşen öğrenci sayısı da 374’ü buluyor. Doçent sayısının az olması ise Profesör olmak için sıra bekleyen akademisyen sayısının da ne kadar az olduğunu gösteriyor. Türkiye'de üniversitelerde Yardımcı Doçent başına düşen öğrenci sayısı da 140’ı geçiyor.
-ÜNİVERSİTELERDE 55 BİN ATAMA BEKLEYEN KADRO VAR-
Ayrıca Başbakanlık Devlet Personel Başkanlığı’nın 2008 yılı Ocak ayı verilerine üniversitelerin 55 bin 375 kişilik bloke edilmiş kadrosu bulunuyor. Üniversiteler arasında Gaziantep Üniversitesi'nin 4 bin 676 kişilik kadrosunun bin 914'ü bloke olarak bekliyor. Süleyman Demirel Üniversitesi'nin de 5 bin 929 kişilik kadrosunun bin 773'üne atama yapılmazken, Gazi Üniversitesi’nin 12 bin 41 kişilik kadrosunun bin 723’üne atama yapılmadı. Celal Bayar Üniversitesi'nin 4 bin 490 kişilik kadrosunun bin 454'üne, Dicle Üniversitesi’nin ise 5 bin 723 kişilik kadrosunun bin 339’una bloke olması sebebiyle atama yapılmadı. Üniversiteler arasında sadece İnönü Üniversitesi ve Osmangazi Üniversitesi kadrolarının tamamını kullanıyor. Son 7 aydır atama yapamayan üniversitelere, 100 binin üzerinde kontenjan artışı getirilmesi sonrasında atama yapma şansı verilmesi ve tadroların serbest bırakılması bekleniyor.
ÜNİVERSİTE ÖĞRENCİ SAYISI
YILLAR ÖĞRENCİ 2008-09* 2.600.0002007-08 2.497.4732006-07 2.419.2142005-06 2.309.9182004-05 2.073.428
ÜNİVERSİTELERE YENİ KAYIT YAPTIRAN ÖĞRENCİ SAYISI YILLAR ÖĞRENCİ2008-09* 750.0002007-08 646.4462006-07 623.106 2005-06 649.4572004-05 578.187
ÜNİVERSİTELERDE ÖĞRETİM GÖREVİ SAYISI
YILLAR ÖĞRETİM ÜYESİ2007-08* 96.0002007-08 96.1052006-07 86.522 2005-06 84.7852004-05 82.096
(*): Tahmini sayı
ÜNİVERSİTE KADROLARI
Serbest Bloke ToplamAkdeniz 4.096 879 4.975Anadolu 5.772 830 6.602Ankara 11.619 538 12.157Atatürk 6.788 413 7.201Boğaziçi 2.321 430 2.751Cumhuriyet 3.448 79 3.527Çukurova 5.968 273 6.241Dicle 4.384 1.339 5.723Dokuz Eylül 7.485 1.130 8.615Ege 9.764 148 9.912Erciyes 4.383 317 4.700Fırat 3.913 935 4.848Gazi 10.318 1.723 12.041Gaziantep 2.689 1.914 4.603Hacettepe 11.257 5 11.262İnönü 2.599 0 2.599İstanbul 16.399 371 16.770İTÜ 4.876 607 5.483KATÜ 5.804 1.688 7.492Marmara 5.807 42 5.849M.Sinan GSF 1.467 577 2.04419 Mayıs 4.886 399 5.285ODTÜ 5.032 628 5.660Selçuk 6.489 610 7.099Trakya 3.478 452 3.930Uludağ 5.692 91 5.783Yıldız Teknik 3.164 421 3.585Yüzüncü Yıl 3.777 174 3.951Harran 2.547 1.203 3.75018 Mart 2.317 1.143 3.460S.Demirel 4.156 1.773 5.929A.Menderes 2.863 1.330 4.193Z.Karaelmas 3.014 1.183 4.197Mersin 3.025 1.078 4.103Niğde 2.016 790 2.806Pamukkale 3.315 1.211 4.526Batman 872 453 1.325Balıkesir 2.587 1.091 3.678K.Mehmetbey 872 453 1.325Kocaeli 3.932 513 4.445Ağrı Dağı 872 453 1.325Sinop 872 453 1.325Sakarya 2.228 940 3.168Dumlupınar 2.097 527 2.624Siirt 872 453 1.325Celal Bayar 3.136 1.454 4.590Nevşehir 907 453 1.360A. İzzet Baysal 2.588 1.182 3.770Karabük 872 453 1.325Mustafa Kemal 2.629 1.137 3.766Kilis 7 Aralık 945 453 1.398Çankırı 872 453 1.325Afyon Kocatepe 2.103 561 2.664Artvin Çoruh 872 453 1.325Bilecik 872 453 1.325Kafkas 1.489 395 1.884Bitlis Eren 872 453 1.325Gaziosmanpaşa 1.913 164 2.077Kırklareli 872 453 1.325Muğla 2.123 389 2.512O. Korkut Ata 872 453 1.325Bingöl 872 453 1.325K. Sütçü İmam 2.032 324 2.356Muş Alparslan 872 453 1.325Mardin Artuklu 872 453 1.325Kırıkkale 1.997 36 2.033Osmangazi 3.308 0 3.308Galatasaray 1.012 237 1.249İzmirYTE 1.284 692 1.976Gebze YTE 2.207 1.186 3.393Ahi Evran 1.735 803 2.538Kastamonu 1.244 592 1.836Düzce 1.775 549 2.324M. Akif Ersoy 1.224 602 1.826Uşak 1.104 660 1.764Rize 1.622 780 2.402Namık Kemal 1.768 823 2.591Erzincan 1.467 574 2.041Aksaray 1.232 630 1.862Giresun 1.431 707 2.138Hitit 1.717 1.007 2.724Bozok 1.395 703 2.098Adıyaman 950 453 1.403Ordu 1.358 780 2.138Amasya 1.078 459 1.537TOPLAM 261.625 55.375 317.000

6 Ekim 2009 Salı

haber

bir haber sitesinden bulduğum bu haber inşallah sizin ilginizi çekecektir

kadına şiddet

Dayak yüzünden ölen kadınlar, kanserden ölenlerden fazla!
Bu haberi 10515 kişi okudu.
Türkiye kadınlarının neredeyse yarısı şiddet görüyor! Duygusal, fiziksel veya cinsel... Acı bir Türkiye gerçeği olan kadına yönelik şiddeti; araştırmalar, uzman değerlendirmeleri ve yaşam hikâyeleri ile mercek altına alıyoruz!
10515
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nde kendi vatandaşını şiddete karşı koruyamadığı için suçlu bulunan Türkiye'de her on kadından dördü şiddete maruz kalıyor.Kadınlara yönelik şiddetin çeşitleri:Fiziksel şiddet • Tokat atmak ya da bir şey fırlatmak,• İtmek, tartaklamak ya da saç çekmek• Yumruklamak ya da bir cisimle vurmak • Tekmelemek, sürüklemek ya da dövmek• Boğazını sıkmak• Bir yerini yakmak• Bıçak, silah gibi aletlerle tehdit etmek ya da bunları kullanmakCinsel şiddet• Zorla cinsel ilişkiye girmek• Kadınların istemediği halde korktuğu için cinsel ilişkiye girmesi• Cinsel olarak aşağılayıcı ya da küçük düşürücü eylemlere zorlanmak Duygusal şiddet• Hakaret ya da küfür• Başkalarının yanında aşağılamak, küçük düşürmek• Korkutmak • Tehdit etmek• Kadına ya da çevresindekilere zarar vermekle tehdit etmekEkonomik şiddet• Kadının çalışmasına engel olmak• Kadının işten ayrılmasına neden olmak• Ev harcamaları için para vermemek• Kadının gelirini elinden almakEvli, dört çocuk sahibi ve ilkokul mezunu 34 yaşındaki kadın; "Akrabam değildi, düğünde görmüş beni. Kaçırdı işte; ailem geri almak istedi beni. Bu vermedi, ağaca bağlar döverdi, az bir şey görse döver beni. Şiddet, dayak, şiddet" diyor. 44 yaşındaki iki çocuk sahibi ve lise mezunu kadın ise yaşadığı cinsel şiddeti şöyle anlatıyor; "Evliliğim yirmi üç yıl sürdü, yirmi üç yıldan sonra zaten bu dönemde hep şiddet görüyordum yani cinsel yönden de. Mesela kumar oynuyordu, parayı kaybettiği zaman gelip beni dövüyordu. Bu dayaktan sonra da beraber olmak istiyordu. İtiraz ettiğim zaman yine dayak yiyordum."Gelinliğinle girdin kefeninle çıkacaksın...İlkokul mezunu ve dört çocuk sahibi 58 yaşındaki kadının sözleri ise adeta insanın kanını donduruyor, "Bizde bir şey vardır; gelinliğinle girdin kefeninle çıkacaksın..."Dehşete düşüren bu açıklamalar ve benzerleri, Türkiye'de Kadına Yönelik Aile İçi Şiddet Araştırmasından... Kadın ve şiddet kelimelerinin sık sık bir arada anıldığı Türkiye'de; Başbakanlık Kadın Statüsü Genel Müdürlüğü'nce 51 ilde, toplam 12 bin 795 kadınla yüz yüze görüşülerek yürütülen bu önemli araştırmanın sonuçları; ülkemizde var olan bu insanlık ayıbına tüm gerçekliğiyle ışık tutuyor. Çekirdek aileden başlayan ve sosyal hayata sıçrayan şiddet terörü; ataerkil toplumun en karanlık yüzü olarak kadınlar için dehşet saçmaya ve havadarını bir kâbus; bedenleri ve duygusal dünyalarını ise yıkık dökük bir enkaza çevirmeye ne yazık ki hâlâ devam ediyor.

24 Eylül 2009 Perşembe

Dünyada da ''Online Sansür'' bitmiyor... :/

Çin'in kuzey batısındaki Sincan Uygur Özerk Bölgesinin merkezi Urumçi'de çıkan çatışmalar sonrasında resmi rakamlara göre 156 kişi öldü, 1080 kişi de yaralandı. Olayların daha fazla büyümesinden korkan Çin Hükümeti'nin sosyal iletişim siteleri Twitter, Facebook, Google servislerinden Gtalk, Gmail, Google Apps ve Youtube sitelerine erişimi engellediği iddiaları ortaya atıldı. İran'daki seçim sonuçlarına itiraz eden muhaliflerin Facebook üzerinden örgütlenmesi üzerine siteye uygulanan sansür ise zihinlerimizdeki tazeliğini korurken WebsitePulse sitesinden yaptığım testlerde Çin'in Shangai kentinden Facebook ve Youtube'a erişilemediğini gördüm.

Sansürcü Ülkeler;
Dünyada internete sansür uygulayan ülkeler Çin, Vietnam, Ermenistan, Fas, İran, Suriye, Küba ve Suudi Arabistan olarak sıralanırken Türkiye'nin bu ülkelerin peşinden geldiğini söylemek ülkemiz adına pek hoş bir durum değil. Ağustos 2008 itibariyle Türkiye'de zararlı içerik dolayısıyla kapatılan internet sitesi sayısı 800 civarında idi. Bu sayı maalesef her geçen gün artarak devam ediyor. Internet ortamı için 5651 sayılı 'İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun' 23 Mayıs 2007'de yürürlüğe girdi. Bu kanunda yasak kapsamına giren 8 suç bulunmaktadır. Bunlar Atatürk aleyhine işlenen suçlar, intihara yönlendirme, çocukların cinsel istismarı, uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanılmasını kolaylaştırma, sağlık için tehlikeli madde temini, müstehcenlik, fuhuş, kumar oynanması için yer ve imkan sağlamayı içeren suçları içeriyor. Suç ile her zaman mücadele edilmeli, buna yardımcı olmayı bir vatandaşlık görevi olarak kabul etmek gerekir. Ancak 6,5 milyarlık dünyada 70 milyonluk Türkiye'de internete konulan yasağı deve kuşunun başını kuma gömmesine benzetilebiliriz. Türkiye'den erişilmesi istenmeyen içerikler diğer ülkelerden erişilebilir durumda.

Gazete Sitelerine Sansür;
Geçtiğimiz aylarda Takvim gazetesinin web sitesine erişim mahkeme kararı ile birkaç gün engellenmişti. Bu engellemenin sebebi gazetede yayınlanan bir haber ile ilgili açılan dava idi. Benzer bir erişim yasağı Vatan Gazetesi'nin sitesine de uygulanmıştı. Gazetede çıkan haberler ile ilgili mahkeme kararı ile gazetede tekzip yayınlanırken bir gazetenin yayınını durdurmak internet sitelerinde olduğu kadar kolay değil.

Yasakçıların gözdesi Youtube;
Hakkında mahkeme kararı ile en çok erişim yasağı bulunan site açık ara farkla Youtube. Nerdeyse her sulh ve ceza mahkemesinin Youtube'a erişim yasağı kararını görmek mümkün. Yasak kalktı diye sevinmeye fırsat bulamadan yeni bir mahkeme kararı ile erişim engelleniyor. Ama tüm bu yasaklara rağmen internet sitelerinin trafik ölçümünü yapan Alexa verilerinde Youtube Türkiye'de en çok ziyaret edilen 5. Site olarak görünüyor.

Ekşi Sözlük'ten Siyah Bant;
Sansürden en çok canı yanan sitelerden biriside Ekşi Sözlük oldu. Siteye birçok kez erişim mahkeme kararı ile engellendi. Ekşi Sözlük uzun süredir logosunun üzerindeki siyah bant ile internetteki sansürü protesto ediyor. Özgürlükler platformu olarak gösterilen Ekşi Sözlük de bazı girişlerin site yönetimi tarafından silinmesi ise ekşi sözlüğün sansür konusunda bir çelişki yaşadığını gösteriyor. İnternet hayatın bir yansıması olarak karşımıza çıkıyor. Gerçek hayatta karşılaştığımız yasakları sanal dünyada da görüyoruz. İnternetteki sansürden kurtulmak için önce insanların kafalarındaki sansürlerden kurtulmaları gerekecek gibi görünüyor.

21 Eylül 2009 Pazartesi

Last FM ve MySpace de Erişime Kapatıldı

SANSÜR ÜSTÜNE SANSÜRR!!!!

MySpace ve LastFM de kapatıldı!

'sanal' dünyanın sonuna doğru...peki neden??

bundan sonra başka hangi sitelere erişmemeli??


YouTube'a uygulanan yayın yasağının kalkmasını beklerken MySpace ve LastFM de Türkiye'de engellenen siteler arasına katıldı.

20 09 2009 12:48
Türkiye'de erişimi engellenen internet siteleri arasına MySpace ve Last FM de katıldı.
Dünyanın en büyük sosyal ağları arasında yer alan bu sitelere ve Türkie merkezli Akıllı TV'ye Türkiye'den girmek isteyenleri "Bu siteye erişim mahkeme kararıyla engellenmiştir. T.C. Beyoğlu Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 26.06.2009 tarih ve 2009/45 sayılı kararı gereği erişime kapanmıştır." yazısı karşılıyor.
Kapama işleminin herhangi bir mahkeme süreci sonunda veya Telekomünikasyon Üst Kurulu kararıyla değil, sadece Beyoğlu Cumhuriyet Başsavcılığı'nın kararıyla gerçekleşmesi dikkat çekiyor.

Beyoğlu Cumhuriyet Savcılığı'nın 26 Haziran tarihli kararı nedeniyle dün erişimleri engellenen siteler hakkındaki kararın neden geç uygulandığı açıklanmazken, sitelerin Bağlantılı Hak Sahibi Fonogram Yapımcıları Meslek Birliği'nin (MÜYAP) açtığı dava sonucunda kapatıldığı öne sürülüyor.
Türkiye merkezli akillitv.com da aynı kararla erişime engeldi.
Sansuresansur.org sitesi, yaptığı açıklamada kullanıcıları tepkisiz kalmamaya çağırırken, müzisyen Aylin Aslım, Facebook'taki sayfasında konuyla ilgili şunları söyledi:
"myspace.com'a erişimin engellenmesi, Türkiye'de bağımsız müzisyenlere yapılan ciddi bir haksızlıktır. Müziğimizi isteyen herkese özgürce ulaştırabilmek için yeniden müzik kanallarına, plak şirketlerine ve onların pis politikalarına mecbur bırakılmak istemiyoruz."
Dün (20 Eylül) Myspace, Last FM ve Akıllı TV sitelerine girenler "Bu siteye erişim mahkeme kararıyla engellenmiştir. T.C. Beyoğlu Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 26.06.2009 tarih ve 2009/45 sayılı kararı gereği erişime kapanmıştır." yazısıyla karşılaştılar.
Siteleri kapama işleminin herhangi bir mahkeme süreci sonunda veya Telekomünikasyon Üst Kurulu kararıyla değil, sadece Beyoğlu Cumhuriyet Başsavcılığı kararıyla gerçekleştirildi.
Hürriyet Gazetesi'nin haberine göre ilgili şikâyetin MÜYAP tarafından yapıldığı iddia ediliyor. MÜ-YAP'ın İnternet sitesinde konuyla ilgili herhangi bir bilgi bulunmuyor.
Myspace, Last FM ve Akıllı TV'nin erişime engellendiği gün MÜ-YAP sitesinde "Türkiye İnternet Erişiminde Avrupa'nın 7.Si" başlıklı bir haber yer alıyor. Haber şu cümleyle başlıyor:
"Türkiye'de İnternet kullanıcıları diğer Avrupa ülkelerine göre İnternette daha çok zaman geçiriyor ve daha çok web sayfasına erişiyor."
Milliyet Gazetesi yazarı Mehmet Tez, kendine ait İnternet sitesi hafifmuzik.org'da MÜ-YAP'ın bu haberiyle ilgili şöyle yazdı: "Bravo! Büyük başarı. Türkiye olarak gurur duyuyoruz."
Myspace dünyanın en büyük sosyal ve müzikal paylaşım sitelerinden biri. Çok sayıda sanatçı kendilerine ait myspace sayfasından hayranlarıyla iletişim kuruyor, yeni şarkılarını bu sayfalardan ücretsiz paylaşıyor.
Last FM ise İnternet üzerinden dinlenebilen bir radyo sitesi. Ancak burada üyeler kendi arşivlerinden kişisel radyolar oluşturuyorlar. Diğer kullanıcılar bunları dinleyebiliyor. Belli bir adedi aştığınızda ücret ödüyorsunuz. Ancak bazı plak şirketleri ya da sanatçılar eserlerini bu site üzerinden dinleyicilerle paylaşıyorlar.
Akıllı TV, Türkiye'nin interaktif video paylaşım sitelerinden biri. Aynı isimli bir TV kanalı da var.
youtube.com küresel video paylaşım sitesine erişim, "Atatürk aleyhindeki içerik barındırdığı" gerekçesiyle 16 aydır sağlanamıyor. youtube.com'un erişime engellenmesinin ardından blogspot.com, dailymotion.com gibi çok sayıda siteye de erişimler mahkemeler tarafından engellendi. geocities.com hâlâ kapalı.(BÇ)

bianet http://bianet.org/bianet/ifade-ozgurlugu/117163-last-fm-ve-myspace-de-erisime-kapatildi

9 Eylül 2009 Çarşamba

barınma

arkadaşlar bu gün barınma sadece üniversite okuyan arkadaşların değil bütün gençliğin sorunu mesela kaçımızın kendine ait bir odası var kendimizi geçelim kaç arkadaşımızın böyle bir imkanı var bu evli çiftler bile kendi aileleri ile yaşadıkları aman evli olmalarına karşın çok sınırlı bir alanda kalıyor bu gün sosyal devlet adı altında insanları sümüren bir devlet kişiye özgür alan yaratmadığı zaman insanların yasa dışı eylemler yapması içinden geleni özgürce söyliyebileceği rahatça kitap okuyabileceği bir alanı olmadığı zaman sabit fikirlere takılıp kalır ve bu devletin aslında yıllardır gençler üzerinde sürdürdüğü politikanın bir parçasıdır gençler düşünmesin gençler okumasın gençler fikir beyan etmesin işte bu kadar basit

30 Ağustos 2009 Pazar

SORUN ÇOKSA EYLEM KAÇINILMAZ OLUR

Aktif, dinamik, eylemsel gücü olan GEG!

"Neyi görmeli, Ne yapmalı ve Nasıl yapmalı" sorusu bizim için ne kadar önemli!
Hepimiz TOG´un misyonunu ve vizyonunu benimsemiş ve bu yolda gençlerin katılımını sağlama amacına öncülük ediyoruz. Faal olacağımız alan parçalı alan değil. Herkes farklı herkes eşit sloganı düşünce alanımız için gençlik sorunları için eylemler için mücadelemiz için çok önemli. Uğraşlarımız faaliyetlerimiz eylemlerimiz sesimiz tüm gençlik için meşakkatli bir yoldan geçecektir. Aceleciliğe maceracı bir hatta sürüklenmeden kararlarımızdan duruşumuzdan programlarımızdan taviz vermeden, birlikteliğimizden güç alarak koşulları değiştirmeye cüret etmeli ve sürekli hareket alanını genişletmeliyiz.
Bu yüzden minibüsümüz bulduğu sorunların üzerine somut araçlarla tüm gençliği düşünerek gitmeli ve yoluna devam etmeli.
Gençlik sorunları için gençlerin katılımı için Araştırmaların, raporların, eylemlerin, haberlerin her türlü verinin bizim için önemli olduğunu düşünerek ekte Birleşmiş Milletler Kalkınma Programında Türkiye 2008 İnsani Geliştirme Raporu vardır
Raporda Türkiye´de gençlik üzerine yazılar vardır ayrıca raporun 5. bölümü gençlerin katılımı üzerinedir. Faydalı olacağını düşünerek sizinle paylaşmak istedim.

http://www.undp.org.tr/publicationsDocuments/NHDR_Tr.pdf

29 Ağustos 2009 Cumartesi

SORUNA MUHATTAP OLMA ZAMANI DEĞİL Mİ!?

GENÇLERİN BARINMA HAKKI

Başvuran İki Üniversiteliden Biri Yurtlara Giremiyor

Üniversiteli gençlerin yüzde 45'i YURTKUR yurtlarına giremiyor. Bilgi Üniversitesi'nden Kurtaran "Yurt ve yatak sayısı artmalı. Bir odada iki kişiden fazlası insanlık dışı" diyor.

Bilgi Üniversitesi Gençlik Çalışmaları Birimi'nden Yörük Kurtaran, Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu'na (YURTKUR) başvuran 100 üniversiteli gençten 45'inin, yani her iki kişiden birinin yurda giremediğini söylüyor. Yurtta kalabilenlerse, en az dört yıl boyunca, kişi başı ortalama 13,5 metrekarede yaşamak zorunda kalıyor.

Bir odada en az altı kişi

Birim'in 10 ilde 425 üniversiteli gençle yürüttüğü çalışmaya göre, özel ve devlet yurtlarında kalan gençlerin yüzde 41'i, bir odada 6 ve daha fazla kişi kalmak zorunda. Kurtaran "En az dört yıl boyunca bir odada iki kişiden fazla kalmak insanlık dışı" diyor.

YURTKUR'un kendi rakamlarına göre, 78 il, 89 ilçede toplam 233 yurt, 211.703 yatak kapasitesi var. 2008-2009 öğretim yılında 85 bin 579 öğrenci yurtlara yerleştirilmiş durumda. Türkiye'deki üniversite öğrencisi sayısıysa 1 milyonun üzerinde.

Devlet yurdu ücretsiz değil

Öğrenciler yurtlara bu yıl, ayda en az 84 TL ödemek zorunda. YURTKUR'un özel nitelikli diye tanımladığı yurtları aylık ücretiyse 96-165 TL arasında değişiyor.

"Yurtların nasıl değişeceğini ancak gençler anlatabilir"

Barınma aslında uluslararası sözleşmelerle de güvence altına alınmış bir sosyal hak. Yani herkese sunulması gerekiyor. Ama durum böyle değil.
Kurtaran'a göre, yurtların sayısı ve yatak kapasitesi artmalı, ama iş bununla bitmiyor. "Yurt bir yaşam alanıdır; sadece bina değildir" diyor Kurtaran. Bu yaşam alanının nasıl iyileştirileceğini, sorunların ne olduğunuysa, en iyi, sorunları yaşayan gençler biliyor. Kurtaran "Üretilecek herhangi bir politikada, oluşturulacak çözümde mutlaka gençler konuşmalı" diyor.

Koridordan uzatma kablosuyla saç kurutma

Yurtta altyapı ciddi sorunlardan biri. Araştırmada konuşan genç kadınlar, odalarında elektrik prizi bulunmadığı için, saç kurutma makinelerini koridorda, metrelerce uzaktaki prize, uzatma kablosuyla "kaçak" olarak bağlamak zorunda kaldıklarını anlatıyor, örneğin.
Kurtaran bir başka örneği İnternet erişimiyle ilgili veriyor: "Bugün 18 yaşında olmakla, 20 yıl öncesi arasında ciddi fark var. İnternet gençlerin günlük yaşamının vazgeçilmezi. Yurtlarda ücretsiz İnternet erişimi sağlanmalı" diyor.
Bir başka örnek, yemekler: Gençlerin yüzde 65'i yurtlarda çıkan yemekten memnun değil. Odalarda veya yurttaki başka ortak mekanlarda yemek pişiremedikleri, dışardan yemek de pahalı olduğu için beğenmedikleri yemekleri yemeye mecburlar.

Okula yakın olmalı

Araştırmaya katılan gençlerin çoğu, yurtların ve kaldıklar evlerin okula yakın olmasını istiyor. "Çünkü zamanlarını yolda geçirmek istemiyor, yola para harcamak istemiyorlar" diyor Kurtaran. Dolayısıyla yurtlarla ilgili herhangi bir plan, bu faktörü gözetmek durumunda.

100 gençten 82'si "devlet müdahale etsin" diyor

Kurtaran, araştırmanın en çarpıcı rakamlarından birininse gençlerin çözüm talebi olduğunu söylüyor: "Gençlerin yüzde 82'si, 'devlet veya belediye bu konuda bir şey yapsın, müdahale etsin' diyor. Yani, sosyal devlet istiyorlar." (TK)GENÇLERİN BARINMA HAKKI
Başvuran İki Üniversiteliden Biri Yurtlara Giremiyor
Üniversiteli gençlerin yüzde 45'i YURTKUR yurtlarına giremiyor. Bilgi Üniversitesi'nden Kurtaran "Yurt ve yatak sayısı artmalı. Bir odada iki kişiden fazlası insanlık dışı" diyor.

http://bianet.org/bianet/insan-haklari/114618-basvuran-iki-universiteliden-biri-yurtlara-giremiyor

27 Ağustos 2009 Perşembe

YARATICI DÜŞÜNCE TEKNİKLERİ2


Gelişmiş beyin fırtınası yöntemlerine ihtiyaç duyulduğunda bazı yaratıcı düşünce araçlarından yararlanılabilir.Bunlar Nelerdir ?Bunların hepsi yeni canlandırmalar ve düşünme yolları sağlar.Bireysel veya grup olarak beyin fırtınası yaptığınızda yeni fikirlerin ortaya çıkmasını kolaylaştırır ve bir yere takılıp kalmazsınız.- Rastgele kelimeler - Rastgele Resimler- Yanlış Kurallar- Rastgele web siteleri - Araştırma ve Yeniden uygulama- İtirazlar- Gözden kaçanlar- Karşılaştırmalar- Takıntılar- Eş anlamlılarNasıl Kullanılır ?Bu araçların sizin için çalıştığını ispatlayın Kullanarak tecrübe kazanınİşinize en çok yarayanları seçinGrup içinde etki yaratan soruları veya cevapları kullanabilirsiniz.Bir fikre sürekli takılıp kalırsanız YDT ‘ yi kullanarak çalışmaya yeniden başlayın.Kaynak : brain storming ,